18 Kasım 2010 Perşembe

HOLLANDA - TÜRKİYE MAÇI ve GECİKMİŞ YENİLİKLER

Günümüz futbolunda belirleyici olan 2 ana unsur var:
1-Hücumun bittiği anda savunmaya ne kadar kolektif başladığınız
2-Savunmada topu kapınca kolektif hücuma ne kadar efektif çıktığınız
Bu iki unsurun ne kadar belirleyici olduğu 2010 Dünya Kupası’nda da tescillenmişti: Avrupa’da bu ikisini en iyi şekilde sahaya yansıtan iki takımdan birisi Hollanda. O Hollanda ile hazırlık maçı yapmak, geleceğin milli takımını kurma; eldeki takımın futbolunu güncelleştirme, bir üst seviyeye çıkarma hedefine uygun bir tercih.
21. yüzyıl futbolu, “kramponlu Pisagor” Cruyff’un yıllar önce anlatmak istediği gibi: Aslında basit bir futbol ama zor olan onu basit oynamak. Ligimizde en basit yani en efektif oynayan takımın, Trabzonspor’un bu kadroda ağır basması son derece doğal ve Hiddinkçe bir tercih. Bu “yeni” milli takım, beraber açılıp beraber kapanmaya, hücuma açılma ve savunmaya kapanma arası süreyi minimuma indirmeye çalışıyor.
Hiddink, daha önce Güney Kore, Avustralya ve Rusya’yı benzer son model futbol ilkelerini uygulayarak ihya etti. İlk 45 dakikada da milli takımımızda nihayet Hiddink futbolundan izler gördük. En üstte saydığım günümüz futbolunun iki belirleyici ana unsurunu şimdilik 10 üzerinden 6-7 arası bir seviyede sahaya başarıyla yansıtabildik.
2010 yazı boşa geçti!
Keşke bu “yeni” milli takımın temelleri dün gece değil de 2010 yazında atılsaydı. Amerika’da ne idüğü belirsiz bir statta benzeri futbol oynayan hiçbir takımın 2012 grubumuzda bulunmadığı Kuzey İrlanda yerine Dünya Kupası öncesinde Hollanda ile karşılaşsaydık! Dün gece kazanmasak da en azından Azerbaycan kazasını yaşamazdık!

3 yorum:

TA dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
La Gazetta Seforotti dedi ki...

Ben malesef, Guus Hocanın oryantalist davrandığını düşünüyorum. Hani bir dönem Fransa üniversitelerinde okuyan doğulu öğrencileirn diplomalarına "doğu için yeterli" diye yazarlarmış ya, Türkiye'de hocalık yaptığı için orda kulübede biyerde oturmasının yeteceğini sandı galiba. Yoksa en kepaze halinde bile GS'nin defansını milli takım defansı olarak dayatmazdı bize. Daha bu takımda Egemen (TS) eksiktir diyorum ben. Siz ne dersiniz abi? Dediğiniz gibi abi, keşke yazı boşa geçirmeseydik. Olan gene futboldan başka kaybedecek/sevinecek şeyi olmayan fukaraya oldu!

La Gazetta Seforotti dedi ki...

Ben malesef, Guus Hocanın oryantalist davrandığını düşünüyorum. Hani bir dönem Fransa üniversitelerinde okuyan doğulu öğrencileirn diplomalarına "doğu için yeterli" diye yazarlarmış ya, Türkiye'de hocalık yaptığı için orda kulübede biyerde oturmasının yeteceğini sandı galiba. Yoksa en kepaze halinde bile GS'nin defansını milli takım defansı olarak dayatmazdı bize. Daha bu takımda Egemen (TS) eksiktir diyorum ben. Siz ne dersiniz abi? Dediğiniz gibi abi, keşke yazı boşa geçirmeseydik. Olan gene futboldan başka kaybedecek/sevinecek şeyi olmayan fukaraya oldu!