Madalya kürsüsüne çıkıldığında 2. sırayı alan sporcu, 3. sırayı alana göre daha az mutlu gözükmez mi? Bill Shankly’nin de dediği gibi “Herkes son maçıyla hatırlanır, o yüzden her maçınızı kazanmak zorundasınız!” Bazılarının gözünde sadece sonuçtan ibaret olan Dünya Kupası’ndaki son maçınızda finalde yenilip 2. olmaktansa, bir gün önce kazanıp 3. olmak bazen daha az kötü değil midir?Bu “3. olmak 2. olmaktan daha az acı verir” hissiyatının üstüne bir de giderayak final öncesi son bir hoş sadâ bırakma arzusu eklendiğinden olsa gerek 3.-4.’lük maçları 2010 versiyonunda da olduğu gibi hep futbol gönüllerinde hoş bir “uvertür sanatçı” tadı bırakır.
“Bu kupada yıldız yok” diyenlere de bir çift sözüm var! Dün gecenin ilk golünü atarken 2010 Dünya Kupası’nda kaleyi tutan 6. şutunda 5. golünü atan Müller, tüm turnuva boyunca ilk hatasını dün yapan Schweinsteiger, top her ayağına geldiğinde Zidane’ın gençliğini hatırlatacak kadar heyecanlandıran Mesut Özil yıldız değil diyen Heybeli’de mehtabı izlesin! Hele hele Uruguay’ın “ilk 3 vahası”nı görmesinde %51 oranda başrol oynayan Diego Forlan’ın yıldızlığını hiç sorgulamayın derim, istediği an hepimize kramponunu ters giydirir, tek voleyle kalemlerimizi çöldeki kumlara dönüştürür!Mesut’un tercihine üzülmektense, Müller gibi oyuncuları neden yetiştiremediğimize daha fazla kafa patlatsak keşke! O zaman yıldız yetiştirmek bağlamında bizim Hrubesh’lerimiz olan Abdullah Avcı’lar, Reha Kapsal’lar, Serpil Hamdi Tüzün’lerin kıymetini de daha iyi biliriz. 3.-4.’lük maçını kimin kazandığı bir yere kadar önemli: Bunu en iyi 3. olduktan sonra üst üste iki Dünya Kupası’nı evinden izlemek zorunda kalanlar bilir!
Zaha'nın Beşiktaş maçının kadrosunda olmama kararı ne kadar doğruymuş
görüyoruz
-
Kerem Aktürkoğlu'nu kenara almak, ondan vazgeçildiği anlamına gelmiyor.
Performansı düştü, son haftalardaki görüntüsü iyi değil. Kasımpaşa
karşısında ve...
5 saat önce