16 Ekim 2013 Çarşamba

TÜRKİYE - HOLLANDA: VAN PRAAG'I TANIR MISINIZ?

İlk yarı, milli takımımız tarihinin son 20 yılının özeti gibiydi. Basit bir yerleşme-alan savunması hatası sonucu Robben’in ortası gol oldu. Duran top savunmamız daha doğrusu “savunamamamız” lokumumuz gibi dünyaca meşhur! Ne de olsa San Marino’dan bile yemeyi başarmıştık!
Sonrasında 20-35. dakikalar arası Euro 2008’den yadigâr “büyük geri dönüş ruhu”geldiysen topa iki kere vur! 15 dakikada tam saha baskı akabinde gelen 5 gol girişimi. 20-35 arasında tıpkı 2002 ve 2008’de olduğu gibi ne kadar pres yaparsak o kadar etkili oynadık.
Ancak tabii ki Hollanda gibi dünyada top 8’i zorlayan güçlü bir ekole karşı tam saha presi kesintisiz 15 dakikadan fazla sürdürmek imkânsıza yakın. Ayrıca bu presimize rağmen Hollanda ilk yarıda bizden 19 fazla isabetli pas yaptı ve % 82’lik isabetli pas oranı yakaladı.
2. yarıya değişiklik ve golle başlayan taraf olmalıydık. Ama devreye oyuncu değişikliği ve golle başlayan taraf Hollanda oldu. Ülkemiz liginde “emek değeri” bazıları tarafından yeterince takdir edilmeyen Kuyt anında mikserliğini yaptı ve ülkemizde bir başka eleştirilen oyuncu Sneijder’a golü attırdı. Ve bize bir kere daha asıl en çok eleştirilmesi gerekenin Türk oyuncuların mental dalgalanmaları olduğunu gösterdi. 
GAZ KADAR BİLGİ DE LAZIM 
Sahi, Hollanda Ligi’nde yabancı sınırı yok. Türkiye’de 10 milyon euroluk bonservis bedeliyle transfer yapan Lens’in kim olduğunu bilmeyen “uzman” çok. Hâlbuki Hollanda’nın 2. kez milli olan kalecisi ilk kurtarışını 65. dakikada yaptı.
O yüzden Hollanda’dan ilham almamız lazım. Mesela Fatih Terim’e toplamda Sneijder’ın yarısı kadar bile milli olmamış Hollanda ilk 11’inin geri 4’lüsü örneğindeki gibi jenerasyon yenileme fırsatını vererek işe başlamalıyız. İşin başında da yönetimsel bağlamda Türk futboluna Fatih Terim kalitesinde etki yapabilecek yeni isimler olmalı. Mesela Hollanda Futbol Federasyonu başkanı Van Praag daha önce futbol yöneticisi olarak büyük başarılara imza atmış bir isim. Praag, Ajax başkanıyken kulübü Avrupa’da önemli kupalar kazanmıştı. Futbol işini de bizzat babasından öğrenmişti. Ne de olsa baba Van Praag, Ajax Avrupa’nın en büyük kupasını üst üste 3 kez müzesine götürürken kulübün başkanıydı! Hiç borç bırakmadı.

2 yorum:

Unknown dedi ki...

Tanimazmiyim Ali abi.
Michael van Praag cok cana yakin birisi. Hatta twitter hesabindan mumkun oldugu kadar herkese ayri ayri cevap yaziyor. Kimsede ona hakaret veya bi kotu soz soylemiyor. Tabi bazi sikintilar var ama onun icinde hep beraber bi cozum ariyorlar. Tff dekilerin ornek almasi gereken biri. Gerci tff icin sayabildigim okadar cok ornek varki. Neyse simdiki duam insallah geldikleri gibi giderlerde turk futbolun basina isi bilen insanlar gecer. Cok guzel bir yaziydi. Twitterden manseti van Praaga yollicam eminim oda begenir.

Ertugrul karagoz

Adsız dedi ki...

ben Şenol Güneş'e neden bir şans daha tanınmaz çok merak ediyorum..
Sn.Uğur Meleke'nin çok güzel betimlediği gibi Türk Futboluna Selçuk İnan,Egemen,burak yılmaz gibi
nice futbolcular kazandırarak adeta bir CSI görevi gören bu bilge ama sessiz efendi hocamız neden hep sanki 3.lüğü bize getirmemiş gibi hor görülür.Milli takımın 50.yıl toplantılarına bile çağrılmaz.biraz ayıpoluyor ne bu hep fatih hoca lobisi.local hero