Dün geceki Trabzonspor - Karabükspor maçını analiz ederken her şeyi Trabzonspor'un oyun planı ya da form grafiğiyle açıklamak,
Karabük'ün Hırvat kalecisi Vjekoslav Tomiç'in emeklerini hakir görmekten başka bir şey değil.
Tıpkı
Cernat gibi Hajduk Split'ten Karabükspor'a gelen Tomiç aslında önemli bir kaleci geleneğinin en az ünlü isimlerinden birisi.
Zoran Simoviç başta olmak üzere, şimdilerde Tottenham'ın yedek kalecisi olan son model Balkan file bekçisi harikası
Stipe Pletikosa'dan, şimdilerde Trabzonspor'dan kiralık olarak Ankaragücü forması giyen
Drago Gabriç’in babası Tonji Gabriç'e plajları kadar kalecileriyle de ünlü
Split.
Nacizane hafızamın hayal meyal de olsa hatırladığı ilk Hajduk Split yapımı harika kaleci
Ivan Kataliniç: Şimdilerde ismi Premier Lig olan o zamanki adıyla İngiltere 1. Ligi'nde forma giyen ilk Hırvat eldiven olan Kataliniç (alttaki fotoğrafta en arkada soldan ikinci sırada olan bıyıklı kaleci), 1980'li yıllarda
Southampton forması giymiş, yerine Peter Shilton transfer edilene kadar da başarılı performansıyla Balkanlar'dan gelip İngiltere'de ses getiren ilk isimlerden birisi olmuştu. Kataliniç'in Southampton'a transfer olması üzerine de yerine
Zoran Simoviç transfer edilmiş ve
4 yıl boyunca önce Hajduk Split sonra da Euro 84'e kadar rahmetli Yugoslavya Milli Takımı'nın kalesini başarıyla korumuştu. 1984'te Galatasaray'a geldikten sonrası ise malum başlı başına bir kalecilik efsanesi üzerine yazı konusu...Şimdilerde Türkçeye
Split'li Emekçiler Futbol Kulübü olarak çevirebileceğimiz
Radnicki nogometni klub Split yani Football Manager dilinde konuşursak RNK Split'i çalıştıran Kataliniç'in plonjon yapan bir fotoğrafı halen Southampton kulübünün girişindeki duvarları süslüyormuş...
Drago Gabriç'in babası kaleci Tonci Gabriç de kariyerine ilk olarak RNK Split'te başlamış PAOK dahil birkaç takımda forma giydikten sonra yıllarca Hajduk Split'in kalesini korumuştu.
Euro 96'da büyük çıkış yapan Hırvatistan Milli Takımı'nda fazla şans bulamamasının sebebi ise önünde Ladiç ve Beşiktaş'tan da gayet iyi tanıdığımız Mrmiç gibi birbirinden harika iki kaleci olmasıydı. Bir nevi Pepe Reina'nın Casillas önünde normal olarak pek şans bulamamasını andıran bir durum söz konusuydu. Gabriç, emekli olduğunda teknik direktörlüğü pek denemedi,
onun yerine futbolcu olmak isteyen ikiz çocuklarına yol açtı. İkizlerden birisi malum bonservisi Trabzonspor'da olan Drago Gabriç; diğeri ise Hırvatistan Hanım Futbolu'nun en büyük yıldızlarından Paskvalina Gabriç!Pletikosa'yı ise uzun uzun anlatmaya gerek yok herhalde... Semih'ten o meşhur son saniye golünü yiyene kadar Euro 2008'in en iyi kalecisiydi.
Ben yine de onu 21 yaş altı turnuvasında çok kötü goller yiyip gelmiş geçmiş en kötü Hırvat kaleci olarak fişlendikten sonra A milli kategorisinde en çok milli formayı giyen kaleci olmayı başarmasındaki olağanüstü dirilişiyle hatırlamayı tercih ediyorum. Ayrıca Semih'ten yediği golü anlatırkenki sıcaklığı, doğallığı tam da kendisine
"öz Split'li" diyen Cevat Prekazi'nin bana anlata anlata bitiremediği Zagreb'linin tam tersi olan Split'li futbolcu prototipini anımsatıyor.
Split demişken kalecileri kadar plajları da ünlü
1700 yaşındaki Dalmaçya şehrinin. Tabii ki yıllarca Zagreb'deki oportünist politikacılara boyun eğmemeleri, Split'i Hırvat şehrinden öte dünya kenti olduğu konusunda inat etmeleri apayrı bir yazı konusu. Ben sadece 1 gün hatta 8 saat kadar görebildim Split'i... İçimde de kalmadı değil. O zamanlar vize yoktu, bilmiyorum şimdi var mı ama bence boşverin kazıkçı batı Avrupa turlarını, bu soğukta Avrupa'da çekilebilecek yegane şehirlerden birisi Split: Fiyatları son derece ucuz, bir nevi eldeğmemiş Antalya misali bir Güney Avrupa şehri. Roma imparatoru Diocletian'ın sarayı çok acayip, akıl ötesi bir yer.
Her ne kadar futbol takımlarının ismindeki "Hajduk" Osmanlılara karşı savaşmış isyancılardan gelse de biz Türkleri seviyorlar. Sadece futbolla yatıp kalkmıyorlar, spora doğuştan aşıklar. Ne de olsa
Toni Kukoç ve
Dino Radja gibi iki basketbol harikası da,
Goran Ivaniseviç de Split'li!
Asıl konu kalecilerdi değil mi? Şimdiden gidip bakmak lazım yeni Tomiç'ler var mı?
Bir tesadüf eseri anneannemin Bosnalı babasıyla aynı soyadı taşıyan kalecileri Danijel Subaşiç, hiç fena bir kaleci değil. Pletikosa'dan fırsat bulup da Hırvatistan'ın kalesine geçtiği üç maçta da gayet iyi oynadı.
Uzun süre
Galatasaray'la adı geçen Senijad Ibriçiç, açık ara Hajduk Split'in en iyi oyuncusu ki
kulüp tarihinde yılın en iyi oyuncusuna verilen "Yılın Hajduk"u ödülüne layık görülmüş ilk Hırvat olmayan futbolcu da Bosnalı orta saha oyuncusunun ta kendisi! Babaları Filistinli olan ancak Hırvatistan Milli Takımı'nda oynayan Sharbini kardeşler de hiç fena oyuncular değiller.Kaleci bulamasanız, maç izlemeseniz de gidin Split'i görün derim.
Sokağın ortasında bir salaklık yapıp "Yaşasın Dinamo Zagreb" diye bağırmadıkça gayet güzel anlar yaşayabileceğiniz bir yer.
Herhangi bir konuda başınız sıkışırsa da hemen Milan Rapaiç'in adını verin, gerisi kolay!
5 yorum:
Yazıların sayısının artması... Buralara daha çok uğraman..
Allah bozmasın Ali abi=)
çok güzel bir yazı olmuş
keşke bu güzel hikayelerle dolu yazılarını ve araştırmalarını daha çok göndersen buraya :)
Keyif alınan bir yazı.
"Herhangi bir konuda başınız sıkışırsa da hemen Milan Rapaiç'in adını verin, gerisi kolay!"
Şu an Karabükspor'daki futbolculardan Tomic, Cernat ve Seric'in menajeri Rapaiç. Geçtim kaleciyi, herhangi bir bölgede futbolcu bulamazsanız ara pasını kendisine atabilirsiniz. Bulur getirir Hajduklu kral bir futbolcu.
Ali Bey ,
Gene güzel bilgi verici bir yazı..Birde lech poznan klubü,taraftarı ve polonya futbolu adına bir yazı yazabilirseniz çok sevirim.
Yorum Gönder