21 Aralık 2010 Salı

KAZMA YAYINEVLERİNE İNAT CANTONA ÇEVİRİSİ

İsteyen (sanki bir iltifat değil de hakaretmiş gibi) romantik desin hatta dünyayı iyi şekilde değiştiren insanların %99'unun romantik olduğunu görmezden gelecek kadar cahil ve ikiyüzlü olsunlar, asla umrumda değiller... Zaten onlara acıdığım anlar haricinde de asla umrumda olmadılar, olmayacaklar!

Yaşar gibi yapıp aslında her gün ölenlerin bakarkörlüğüne çifte kavrulmuş inat bence hayat paylaştıkça daha yaşanılır hale geliyor. Paylaşmadan izole bir hayat ise 1 liralık uyduruk içeceği 8 liraya kakalayan amerikan kahvecilerinde oturup dünya üzerine ahkam kesmek kadar içi boş... Sadece yaşar gibi yaparken her gün bir kez daha ölmek gibi sahte bir provadan ötesi değil!

Bu inadına bakış açımla 2 ayda 10 yayınevine gittim, sadece 5 kez okuyup her seferinde daha da büyülendiğim bir başyapıtın çevirisini yayınlamalarını önermek için: Cantona: The Rebel Who Would Be King.
Hepsi de söz birliği etmişçesine "Ali Ece bey siz Cantona'yı yazsanız bu kitaptan 10000 kat fazla satarız" dediler. Israrla çeviriyi bedavaya yapmaya hazır olduğumu sadece İngilizce bilmeyen Türk futbol delileri de bu kitap kılığına bürünmüş ilham hazinesinden mahrum kalmasınlar diye kimseye dökmediğim dili döktüm ama nafile... Kendilerine "devrimci" vs etiketi yapıştıran hatta bu etiketle yıllarca bir sürü kitap satan adamlara göre (bence dünya tarihinde virgül kadar değeri olmayan) Ali Ece ne yazsa yayınlanmaya değermiş ama koskoca France Football'un en değerli futbol-hayat analizi zanaatkarlarından Philippe Auclair'in yazdığı Cantona kitabını çevirmek sadece kağıt israfıymış!
Ben de bu kez 1000 kez inadına blogdan kitaptan pasajları çevirip yayınlayacağım. Tabii ki Auclair'e telif ücretini ödeyecek durumum maalesef olmadığı ve kitabı kelime kelime cümle cümle çevirmek ahlaki açıdan uygun olmayacağı için bu hazinevari kitaptan alıntılar yapıp diğer okuduğum ve Cantona ile ilgili yaşadıklarımı aralara katmakla yetineceğim...
Okursunuz, okumazsınız; bir yerden sonra çok da sevinmem ya da üzülmem çünkü blog yazmak da blog okumak da bir yerden sonra bizlere hiçbir şey ifade etmeyen fast-food insan taklitlerini sürmanşet yapan gazeteleri okumaktan çok daha naif, gerçek ve bir o kadar da romantik! Ancak böyle bir hazineyi ağza bal çalacak kıvamda da olsa sizlerle paylaşmazsam, gözüm açık giderim; tek derdim davam da budur... En yakın zamanda Cantona günlükleri adı altında blog yazılarına başlıyorum. Ben İngilizce öğrenecek kadar şanslıyım, o şansı bulamayanların da Cantona'yı öğrenmesi varoluş meselesi olarak benim yazdığım herhangi bir şeyden çok daha değerli, o yüzden en yakın zamanda başlıyor CANTONA GÜNLÜKLERİ! "Delirdin sen!" demeyin, 16 yaşımdan beri böyleyim, inşallah da hep böyle kalacağım. Beni delirtenlere inat Viva Cantona!
Cantona reisin söylediğini asla unutmamak lazım:
"Martılar, balıkçı teknesini izlediklerinde kendilerine sardunya atılacağını zannederler de o yüzden izlerler"

18 yorum:

alperensaylar dedi ki...

şimdi seni övsem abi; cem yılmaz'ın vizontele'de dediği gibi "beni bana övme kardeşim" demeyeceksin tabi ama hoşuna gitmeyecek biliyorum. o yüzden sade bir şekilde eline sağlık diyorum abicim şimdiden:)

Hunili dedi ki...

cCc Cantona Reyiz cCc Ali Ece cCc

Abi bu yapmış olduğun çaba takdire şayan. Benim gibi ingilizcesi çokta yeterli olmayan futbol delilerini düşündüğün için bir kez daha çok teşekkürler.

stalker dedi ki...

merakla bekliyorum abi. yaptığın işe övgü sıfatı bulmakta zorlanıyorum.

İlker Yılmaz dedi ki...

keşke yayınevlerine de ucundan da olsa az buçuk romantiklik değseymiş. bunlar kitapların içinde boğuluyorum romantikliği de yaparlar lakin gerçek şu ki paraya veren insanlar.

McDennis dedi ki...

When the seagulls follow the trawler, it's because they think sardines will be thrown into the sea.

Ali Ece, gönlümüzde Cantona kadar büyüksün, bizim için örnek alınacak insanların başındasın..

Seygiler, Saygılar

AFO dedi ki...

"Paylaşmadan izole bir hayat ise 1 liralık uyduruk içeceği 8 liraya kakalayan amerikan kahvecilerinde oturup dünya üzerine ahkam kesmek kadar içi boş..." Abi ben şimdi sana o 8 lirayı uyduruk bir kahveye değil, ambiyansa verdiğini; içecek değil stil satın aldığını, içinin boş olduğuna hiç de katılmadığımı uzun uzun savunurdum da yazıya ve yorumunun geri kalanına gölge düşürmesin.

Bu blogu çok yakın bir zamanda keşfettim. Keşfetmemle futbol bloglardaki çok eksik bir bulduğum bir noktayı kapattığını fark etmem de bir oldu. Bu blogda ne maçların teknik-taktik analizi yapılıyor, ne de gözlemleyebildiğim kadarıyla transfer dedikoduları ve oyuncuların istatistikleri üzerine yazılar yazılıyor. Burada hayranı olduğum Sergen Yalçın, Nouma, Giggs gibi oyuncular hakkında öyle lezzetli, öyle doyurucu yazılar okudum ki halihazırda takip ettiğim blog sayısını 3'e çıkarmam gerektiğini gördüm. Özellikle Sergen'le alakalı Ruby Tuesday yazısını 3 farklı günde okuyup, 3'ünden de ayrı ayrı keyif aldım. Bugün de Cantona'yla alakalı yazınızı görünce içimde tarifsiz bir coşku oluştu. Cantona (kendisi benim futbol idolümdür) hakkında zamanında yapmış olduğum sunumu hatırladım. Üniversitede hocanın konuyu tamamen serbest bıraktığı sunumlar sırasında konu olarak O'nu seçmiş ve çoğunluğu kızlardan oluşan sınıfı 45 dakika boyunca sıkmadan, dinleyicinin ilgisini yitirmeden ve sonunda bir sürü soru alarak spekteküler olduğu hakkında geri bildirimler aldığım bir sunum yapmıştım.

Lafı gereğinden fazla uzattım. Yazılarınızı sabırsızlıkla bekleyeceğimi belirtip, işlerimden vakit bulduğum zamanlarda dilerseniz size bu konuda seve seve yardımcı olabileceğimi belirtmek isterim.

Batu dedi ki...

Merhaba Ali abi,

Eğer istersen böyle bir çalışmada sana yardımcı olmak isterim. İngilizcem fazlasıyla iyi, ve üniversitenin ilk yılında derslerim az olduğu için sende olmayacak boş vakit bende olabilir. Mailini bilmediğim için buraya yazayım dedim, yorumu yayınlamazsan sevinirim.

Eğer ilgileniyorsan mailini bekliyorum:

batukarci@gmail.com

Saygılarımla,

Batuhan Karcı

Vefalı Beşiktaşlı dedi ki...

Merhaba Ali bey zaten "Martılar, balıkçı teknesini izlediklerinde kendilerine sardunya atılacağını zannederler de o yüzden izlerler" sözünü anlasalardı martılık yapmazlardı. Görüşmek dileğiyle hoşcakal

barkod dedi ki...

ali abi nerdesin yaa... ne twitter ne face kayboldun üzüldük vallahi abi

eldazer dedi ki...

bu kitabı okumamıştım, en kısa sürede biyerlerden edinip okuyacağım. tavsiye için teşekkürler. Çeviride de yardımcı olabilirim isterseniz??

Ali Ece dedi ki...

Arkadaşlar,
Tüm bu mesajlarınız ve kitaba desteğiniz için çok teşekkürler.
Sizlerle aynı futbol-hayat görüşü refleksine sahip insanlar/gençler bir araya gelip Cantona Kollektifi isimli bir çalışma grubu oluşturdular. Sizler de arzu ederseniz onlarla irtibata geçin, ben de grubun bir üyesi olacağım. Hep beraber hareket edeceğiz. Sizler de katılmak isterseniz lütfen armaganukunc@yahoo.com mail adresine mesaj atın, Armağan sizleri yönlendirecektir.

erman taylan dedi ki...

abi ne diyim sana? senin gibi adam (adam gibi adam) yaşadığını bilmek bile güzel (;

skiptomylou dedi ki...

sadece futbolda değil, hayatın her alanında memleketin ve dünyanın geleceği hakkında biraz olsun olumlu bakabiliyorsam en büyük sebeplerindensin. sağolasın!!

9.15 dedi ki...

Ali abi, giriştiğin bu işi övme kısmını geçerek direkt soruma geçeyim. Kitabı orjinal dilinde edinebileceğimiz bir yayıncı kuruluş, internet sitesi vs. var mı? (İstanbul haricide edinilecek)

Unknown dedi ki...

Ali Ağbi, söylediklerinin hepsi doğru. Cantona yaptıklarıyla söyledikleriyle bizim futbolcularımıza da medyamıza da örnek olacak bi futbolcu. biz çok küçük bir yayıneviyiz: arkabahçe yayıncılık. daha çok fantasy edebiyat eserlerini çeviriyoruz. son dönem krizler bizi küçülttü. sadece starwars kitapları kaldı elimizde. patronuma bu yazını okuttum. ewet ağbi adam haklı satar dedi. ben elimden geleni yaptım konustum ama bi de sen konus be ağbi. son kazma yayınevi de bizimki olsun. mail adresimiz arkabahcestarwars@gmail.com saygılar...

Unknown dedi ki...

ali ağbi, tüm dediklerin doğru. Cantona bizim futbolcularımıza da medyamıza da örnek olacak bi futbolcu. bizim çok küçük bi yayınevimiz var: arkabahce yayıncılık. fantasy edebiyat çeviriyoruz daha çok. geçen krizler bizi biraz küçülttü. elimizde bir tek star wars romanları kaldı, birkaç da çizgi roman. ben patronumla konuştum, patronum dediğime bakma ahmet ağbi. biz şirkette böyleyiz. dediki adam doğru söyluyor. ayrıca da çok satar. ne yapsak ne etsek nerden para bulsak dedik. ben elimden geleni yaptım. bi de sen konussan. görüştüğün son kazma yayın evi bizimki olsa be ağbi ne dersin? mailimiz arkabahcestarwars@gmail.com saygılar...

ozzie dedi ki...

http://www.bbc.co.uk/portuguese/especial/images/1717_fifa100/4185013_cantona.jpg

ozzie dedi ki...

http://www.bbc.co.uk/portuguese/especial/images/1717_fifa100/4185013_cantona.jpg