16 Haziran 2010 Çarşamba

FUTBOLUN ERASMUS’U MARCELO BIELSA

Şili 48 yıl önce Dünya Kupası’nda son kez galip gelmiş. Bizim 12 Eylül’ün Güney Amerika versiyonu olan CIA destekli askeri darbe vs derken Şili halkının yüzü uzun yıllar gülmemiş. Ama zaman Güney Amerikalıları haklı çıkardı: “Bir çocuğu mutlu etmek istiyorsanız ona bir futbol topu verin yeter!”

1962’den beri Dünya Kupası’nda oynadığı 14. maçta nihayet galip gelen Şili bizim FourFourTwo-Lig Radyo-Total Futbol ekibi için hiç sürpriz değil! Marcelo Bielsa yönetiminde G. Amerika elemelerini 2. sırada bitiren Şili’yi bir de gol sanatçıları Suazo iyileşince izleyin, tadına doyamayacaksınız! Türkiye – Honduras maçından yola çıkarak FIFA sıralamasında 38. sırada olan Honduras’ı küçük görenlere de bir çift sözüm var: Honduras, Orta Amerika elemelerinde o “takım savunması”nı yere göğe sığdıramadığınız ABD’den bile daha az gol yedi; biz de o Honduras’a top göstermeyen Türkiye olarak “ders almayıp ders verme” kategorisinde Dünya Kupası’na katılamayan en güçlü ekibiz!

Şili’nin hocası ders vermez ders alır; dünyada en çok futbol videosu ve kitabına sahip olan insan olmak tek övünç kaynağıdır. Birçok hocanın “4-3-3 görünümlü ‘gerici’ 4-6-0” oynattığı dönemde dünyanın en estetik futbol dizilişi olarak gördüğü 3-3-1-3’te inat ettiği için lakabı “deli”dir. Bielsa rakibin ismine ve ne oynadığına fazla kafayı takmadan aynı estetik futbolu “tribünlere oynatan” bir hoca olarak “futbolun Erasmus’u”dur. Lakin Erasmus ustaya da deli derlerdi! Bence Erasmus örneğindeki gibi Bielsa’ya “deli” diyen delidir! İlk yarıda Şili’nin yaptığı gibi minimum geri ve yan pas yaparak %70 pas yüzdesine ulaşmak delilikse ben de iflah olmaz bir futbol delisiyim!
İspanya ve İsviçre’nin kapışmasında ise dünya futbolunda belki de hakkı en az teslim edilmiş teknik adam olan Hitzfeld’in “taktik şov”u vardı. İspanya ilk yarıda %73’lük rekor bir topla oynama süresine ulaşmasına rağmen biraz da Torres’siz Villa’nın bekleneni verememesi sonucu golü bulamadı. Hitzfeld aslında Mourinho gibi iki ayrı takımla Şampiyonlar Ligi’ni kazanmış bir teknik adam. Ama dünkü tarihi zaferden sonra Mourinho’nun aksine olabildiğine mütevaziydi. Her takıma Bielsa ve Hitzfeld gibi hocalar lazım! Tabii her takıma Suarez, Forlan, Cavani gibi hücum sanatçıları da lazım! Uruguay’ın “hem Zidane’ı hem Romario’su” olan Forlan, futbolseverin “zevk alanını genişleten” komple bir sanatçı. Hele hele o dünyanın sayılı santrforlarından biriyken egosunu sıfırlayarak bu yaştan sonra oyun kurucu olarak oynaması var ya, işte bu yüzden biz Forlan’a “sahanın her yerinde futbolun her türlü güzelliğini sergilemek” bağlamında “futbol bienali” diyoruz!

5 yorum:

TA dedi ki...

kuzey amerika grubundan çıkmak değil çıkamamak başarı herhalde. şuraya bakarmısınız.6 takım var.ilk 3 doğrudan dünya kupasına gidiyor.4. ise g.amerika grubunu 5. bitiren ülke ile playoff oynuyor.abd-meksika-honduras-kostarika-elsalvador-trinidadtabago arasından 3. olarak dünya kupasına katılmış honduras.hala aklım mantığım almıyor nedense.bu kuzey amerika hangi süper takımlar varda 4 kontenjan alıyor anlamış değilim ali ece.dünya kupası kalitesini düşürüyor başka birşey değil.
http://www.mackolik.com/National/Default.aspx?id=1273

TA dedi ki...

şili ispanyaya göre daha heyecan verici futbol oynuyor.dikine oynuyorlar.ispanya ile ayrıldıkları en önemli özellikte bu.fazla pas gevezeliği yapmadan kaleye gidiyorlar.

Adsız dedi ki...

TA'ya sonuna kadar katiliyorum.. Kuzey Amerika grubunun katilimcilari, kotasi ve eliminasyon sistemi nedeniyle ABD ve Meksika surekli katiliyor, kimi zaman haketmedikleri halde.. Boyle giderse yarin bir gun Almanya bile katilamayabilir ama bu ikisinin sirti yere gelmez.. Bazi donemlerde Guney Amerika'nin 5,6 ve 7inci sirasindaki takimlar, tum Kuzey Amerika grubundan iyi oluyor ama bu sistem yuzunden katilamiyorlar.. Bence eliminasyon sistemi guncellenmeli.. Kuzey ve Guney birlestirilip, daha cekismeli ve hakedenin cikacagi bir sistem olusturulabilir yada baska cozumler olabilir..

Kobe8 dedi ki...

aynen bende honduras,şili,uruguay gibi güney ve orta amerika takımlarının fazlasıyla abartıldığı kanaatindeyim.Honduras abd den az gol yemiş ama aynı honduras ı avrupa elemelerine koysak,bir belarustan bir azerbaycan dan farkı olmayacaktır.Uruguay ın, sayın domenec in katkılarıyla 3.sınıf futbol oynattığı bir fransa karşısında g.afrikaya karşı oynadığı futbolu görseydik,heh işte o zaman bu uruguaydan bir cacık olabilir diyebilirdik bence.. O yüzden kendisinden en az 2 gömlek aşağı olan takımlara karşı alınan galibiyetleri fazla büyütmemek lazım diye geliyor bana.Senin görüşünüde değerli buluyorum tabii ALİ ECE abi.Seninde hemen hemen buradaki arkadaşlar gibi düşündüğünü tahmin ediyorum.Velakin işi biraz duygusallaştırmak,efsaneleştirmek de gerekiyor.Yoksa futbolda bile her işe gerçekçi olarak yaklaşırsak hayat çekilmez olurdu.Uruguay ın güney afrikayı yenmesi,şilinin honduras ı yenmesi elbette başarı,oynadıkları pozitif futbol elbette içaçıcı ama,aması var işte !..Nasıl olsa dünya futbolu brezilya , avrupa kıtası ve diğerlerinden oluşmuyor mu? !Hatta diğerlerini de atabiliriz bir kenara..!

ceyhun dedi ki...

ne güzel yazmışsın abi tebrik ederim. biraz da alexis sanchez'den bahsetseydin keşke. çok iyi bir oyuncuymuş yeni keşfettim, sanırım bayağı da geç kalmışım.