24 Ağustos 2009 Pazartesi

KARGA KARGA GAK DEDİ: BURNLEY: 5 - DEMİRÖREN: 0

Mustafa Denizli'nin "Kargalar beni eleştiremez" diye kızdığı kargalardan birisi olmadığım kesin... Ama karga Denizli'nin kızdığı adamlar kadar yani o kadar da sevilmeyecek bir hayvan değildir orası daha da kesin... Yani Mustafa Denizli kadar insancıl birinin Sinan Engingiller'e "karga" diye hitap etmesi en başta kargalara ayıp, yarın bugün bütün kargalar birleşip serhat ulueren'lerin üstüne saldırırlarsa o zaman görün asıl eğlenceyi...
Bir de endirekt olarak Mustafa Denizli'nin altında çalışan A2 teknik direktörü Sergen Yalçın hoca ve takımı en çok ve en insafsız eleştirme bağlamında karga değil mi o zaman? Şekerspor'a gittiğinde formasının arkasında "Keçi Sergen" yazıyordu ama herhalde keçinin olmadığı yerde hem teknik direktör hem de televizyon yorumcusu olana karga denirmiş herhalde, geleceğin atalarından olarak Mustafa Denizli de bu sözü bizlere miras bıraktı, yine de ben Mustafa hocanın %51 sözünü tercih ederim, ne de olsa küçük romantik bir çocukken ona bu sözle ısındım ya da Fatih Terim'in ikinci el İtalyan stilinden ise Puşkinvari %51'in gerçekleşme ihtimalini sevdim, bilmiyorum...
Bazen "Çok fazla nostaljik oluyorsun" diyorlar, ben olmayayım da kim olsun ki? Bugüne şöyle bir bakıyorum da bugün Beşiktaş formasını giyen saha içi ve dışında Rıza Çalımbay'ın kramponu bile olabilecek tek bir isim var mı? Tamam, devir kötü, onu en iyi ben biliyorum yaşadığım hayattan ama bu kadar mı kötü ki bir zamanlar futbolculara taksitleri ödemek için evini ipotek ettiren Süleyman Seba'nın şereflendirdiği koltukta babasından aldığı paralarla sayın Demirören oturuyor? O kadar da kötü olamaz bence...
Şimdilik, acımı Burnley sürpriziyle bastırıyorum. En pahalı transferi 3 milyon pound'luk Steven Fletcher olan, ilk 11'indeki oyunculardan en fazla Kuzey İrlandalı kontratak forveti Paterson'un sıksak Fulham ya da Blackburn'de yedek forvet olarak kadroya girebileceği küçük ama güzel Burnley...
Hocadan başlayayım: Klasik bir Celtic'li Owen Coyle... İskoç pasaportu olmasına rağmen sadece bir kez yedi dakika da olsa İrlanda Cumhuriyeti forması giymiş Aiden McGeady, Ray Houghton'ların soyundan bir futbol delisi... Formasını giydiği 12 takımın en ünlüsü Bolton, yani mütevazı takımların vefakar, çalışkan golcüsü, oynadığı her takımın en izlenilesi oyuncusu... 1985'te başladığı futbolculuk kariyerinde ilk oynadığı takım olan Dumbarton'da iki kardeşiyle beraber oynamış aileden futbol aşığı, bizim gibi mahalle futbolu formasyonlu... Geçen sezon Championship'te play-off'lara son derece sürpriz bir şekilde kalıp kupalarda Chelsea, Fulham, Arsenal gibi Londralı devleri mağlup ederken sadece 22 oyuncuyla 80'e yakın maç çıkartmış bir takım söz konusu olan. Burnley ilçesinin nüfusunun tamamı gelse bizim Zulümpiyat Stadı'nı dolduramazlar! Ama 33 yıl sonra hoşgeldikleri Premier Lig'de ilk 3 maçın 2'sini kazanmayı başardılar, üstelik de Premier Lig'in Antalyaspor'unu değil son şampiyon Manchester United ve son FA Cup finalisti Everton'ı devirdiler.Buna tarih yazmak denir abilerim, ablalarım, kardeşlerim... Tarih asıl yokluklar, kısıtlı imkanlar içinde yazılandır futbol topuyla... "Aman sen şimdi koskoca holdingi batırırsın, git beni değil Beşiktaş'ı batır" dercesine babadan para alıp Championship Manager oynayan ama aslında taraftarın yüreğinden her kovulduğunda kulübün ona olan ipotekleştirilmiş borçlarını restart yapan sayın başkan gibi yazılmaz. Öyle de birinci sayfalara taşınılır ama ya eski bir teknik direktöre ödenmeyen paranın rekor tazminatıyla (Bir ara Del Bosque, Mourinho'nun 1 numara olduğu en çok kazanan teknik direktörler listesinde ilk 5'teydi üstelik de hiçbir takım çalıştırmadan) ya da ülkenin en azıllı mafyasını kulübün antetli kağıdıyla yurt dışına çıkartan menajeriyle (8-0'lı falan saymıyorum çünkü her aklıma geldiğinde yıllarca Beşiktaş devriminin motoru, ruhu olan PAF takıma rest anında gözden çıkarılabilir ilk demirbaş muamelesi yapılmasını hatırladıkça Akaretler'de Fransız Devrimi yapmak istiyorum)...
Sahi menajer demişken, Sinan Engin'den sonra neden Beşiktaş'ın yeni bir menajeri olmadı? Tarihsel açıdan Sinan Engin, Vahdettin ya da son halife mi ki ondan sonra dünyadaki tüm futbol takımlarının yönetimsel açıdan 10 numarası olanmevki kaldırıldı? Hala bir anlam verebilmiş değilim. Menajeri bile olmayan Mustafa Denizli'yi de eleştirecek kadar karga ruhlu değilim, üstelik yardımcıları olsun talebi bile "Beşiktaş'ın çocukları olur, senin listendekiler olmaz" diyerek reddedilen yorgun bir adama fırsat bu fırsat eleştiriyim yükselirim diyecek kadar oportünist hiç değilim... (Bu arada sormak lazım Demirörengillere: Sizin zihniyetin futbol şube sorumluluğundan paralı başkanlığa uzanan süreçte bozuk para edasıyla harcanan Ziya Doğan (Scala), Feyyaz Uçar (Lucescu), Ali Gültiken (Tigana), Rıza Çalımbay Ankaraspor'un çocukları mıydı?)
Maskeli bir balo tüm bu olup biten... Çarşı'da bir pastanede maçı izlerken yanımda "3. günden orucu bozdururlar adama" diyen amcaya benim kadar üzülse, Demirören yönetimi ya da daha doğrusu yönetemeyeni biraz olsun bakar diğerleri ne yapıyor: Mesela Burnley, o bütçe ve bir avuç taraftarla Manchester United'ı devirebiliyor da ben bu kadar para harcayarak bu kadar kudretli taraftarın desteğiyle nasıl bir İBB'yi, Gençlerbirliği'ni yenemiyorum?
Peki acaba Barry Kilby'nin adı hiç bu kadar geçiyor mudur Burnley palavraspor gazetelerinde? Kilby mi kim, Burnley'nin başkanı ama sadece sıfatı değil cismi başkan adamın. Bugüne kadar efsanevi play-off finali dahil bir tek Burnley zaferinden sonra bir kez mikrofona "Ben başkan olarak seneye Burnley'e Deco, dünyanın bir numaralı sol açığı Ricardinho ve Sinan Engin'in beğeneceği gözlerinden sorunlu bir stoper alacağım" bile demedi, değil Turf Moor Stadı'nda uğur gelsin diye sürekli yer değiştirmek, sigaraları çocuğunun doğumunu bekleyen baba edasıyla içmek/yutmak arası boy göstermek, yıllardır bu mütevazı takımı gün be gün izlememe rağmen ben bile Kilby'nin adını biraz önce wikipedia'dan bakarak öğrendim!
Biraz müfettiş Clouseau, bir tutam Demirel tadında fos vaatler (Demirel olmadan eyyamla adam çarpmaya kalkmak), bolca da babanın şirketi yerine Championship Manager'da sanal bir takımmış gibi Beşiktaş'ta harcanan, Beşiktaş'ı da tarihsel açıdan harcayan baba parası...Ne mi olacak? Beşiktaş yine bize kalacak... İcabında Seba döneminde olduğu gibi altyapı (mesela Necip, geçen sezon 6 PAF maçını izledim Uğur İnceman'dan tek eksiği yüksek bonservis bedeliyle gelmemiş olması) + Anadolu'nun kavruk ama yetenekli gençleri (mesela Rıdvan) formülüyle biz yine kendi yağımızda kavrulur, icabında kendi içimizden çok Haldun Üstünel'ler çıkartıp yine devrim yapmayı biliriz...
O büyük gün gelene kadar ben Burnley'i izleyip ilham almaya devam edeceğim, size de öneririm... Küçük ama güzel Burnley yapıyorsa belki de dünyanın en yaratıcı ve deli taraftarına sahip, Rıza Çalımbay, Feyyaz Uçar, Recep Çetin, Ali Gültiken gibi insanlık abidelerini çıkarmış takım neler neler yapamaz ki? En azından biz taraftar iktidarda olsak kimseden 8 falan yemeyiz, icabında da PAF takımla çıkacağız deyip çıkarak yine yemeyiz...

9 yorum:

Adsız dedi ki...

Abi yazını merakle bekledim maçtan bu yana.Ne denir yine döktürmüşün.Burnley olayı harika bir örnek bu arada.Bizim durumumuz ise vahim.Bu Demirörenden ne zaman nasıl kurtulcaz diye merak ederken Kartalım yaralar almaya devam ediyor.Skorda değil gözüm ortada futbol yok,heyecan yok,futbolcu yok.Daha ne kadar bekliycez?Bize ait olan herşeyi harcadı bu adam ve harcamaya da devam ediyor.Ama ben Çarşı'ya da kızıyorum gerekli tepki gösterilmiyor.Sen yaz abi sen konuş bari utanır belki.Gerçi utanıcağı olsa kulüp binasına girip çıkarken Şairler Parkının girişindeki o heykeli gördükçe utanırdı.Sevgiler-saygılar..

Unknown dedi ki...

Bir sezon once iki ezeli rakibini ciddi sekilde husrana ugratmis sezonu cift kupa ile sampiyon kapatmis bir takimin, sezon arasinda bu kadar cok sorun yasayip bu hale gelmesi saka gibi bir olay. Aslinda salim kafa ile dusununce sayin demiroren ile bu durumda olmamiz normal, kazandigimiz iki kupa saka gibi geliyor.

sembolist dedi ki...

Liverpool tadında yazmışsın yine..
Batuhan-Necip-Aydın Karabulut(zorla gönderildi)-Rıdvan-İsmai'in dişediş oynayıp mağlup oldukları bir maç izlemek en keyifli tablolardan biriolur kanımca.
Mafya liderine pasaport veren 'ağır abimiz' ne zaman TV'lerein yüz vermedği silik bir kişilik haline geldiği an,Necipler,Rıdvanlar o vakit hakettği değeri bulacaktır..
saygılar..

Tunç Bozacılar dedi ki...

Mustafa Denizli'nin karga benzetmesi ile Brandon Lee 'nin oynadığı efsane film The Crow'u aynı cümle içinde kullanmanı bekleyerek okudum yazını abi . O güzel hayvandan biri de benim hiç çekinmeden söylüyorum .

Rıdvan'ı Erhan'ın 25. kötü ortasında hatırlayabilen , 4-3-3 denilen sistemsiz oyunundaki en önemli kanat beki olacak İsmail'i saç beyazlatana tercih eden , Tello'yu kaleden uzak tutan , Nihat 'ı ateşe atan ve Bobo'yu solcu yapan bir teknik direktör ki kendisi ; içimizdeki İrlandalılar , %51 ile 26. haftadan mütevellit sevdiğimiz kişidir ; eleştirilmeyi hakediyordur .

Senin maharetli kaleminden çıkacak abi Mustafa Denizli 'nin kariyerindeki ikinci seneleri üzerine güzel bir yazı . Motivasyon kaybı ve ne idüğü belirsiz sistemleri ile alakalı bir sürü cümlen olmalı cebinde . Ne Sinan Enginden halliceyiz ne de en büyük Celal Kolot ancak bunları muhatap alıp cevap verme sistemine kaybolup giderse Denizli , Demirören bir hafta içi sabahtan arkandayız hocayı yapıştırır suratına !

Ha bu arada Demirören'e rağmen iki kupa , güzel cevaplar , karizmatik duruş , öngörülü açıklamalar ve 1. sayfada kendine yer buluyorsa takımı helal olsunu da eklemek lazım dip not olarak . Paf takımını ağzına alıp masaya vurulan yumrukların bir gün aynı surata paffff diye inmesi dileğiyle ...

not : abi özletme kendini ...

tathar dedi ki...

"non mors sed imago mortis anima aeterna."

Adsız dedi ki...

Besiktas bize kalacak, özüne dönecek! çok uçuk ve ulaşılmaz geliyor kulağa. Demirören JK olma yolunda ilerlerken her geçen gün umudumu kaybediyorum.

Metin Ali Feyyaz 1903 dedi ki...

Bize düşen Kilby'yi transfer etmek,tabi başkan koltuğu bırakırsa!!!

joe kleine dedi ki...

Sorarım size Feyyaz başkan olsa ve dese ki 10 yıl size transfer yok, aha bu çocuklarla oynayacağız, size acı vaat ediyorum ama arkasında mutlu günler bizi bekliyor.
Kim yok der, kızar, bağırır, küfür eder...Takımını birinci sayfada görmek isteyenle, büyüklük sancıları çekenden başka...

shenem dedi ki...

ödüllendirdim sni. sana bir ödülümm var sayfamda:)en iyi creative..falan ödülü