24 Haziran 2009 Çarşamba

RIDVAN, İSMAİL KÖYBAŞI VE BEŞİKTAŞ'IN TRANSFER POLİTİKASI

Salı gecesi Skytürk'teki Total Futbol'da şöyle demiştim: "Beşiktaş başkanı Yıldırım Demirören, bu yazki transferlerde Pembe Panter filmlerindeki Peter Sellers gibi: Sürekli yanlış şeyler yapıyor ama sonunda o hataların toplamında hep iyi şeyler ortaya çıkıyor ve aslında ona yarıyor."Öncelikle
Rıdvan Şimşek'le başlayalım
, Ekşi Beşiktaş'ta gördüm ve çok sevindim, ihtimali bile çok güzel. Geçen sene Bank Asya Ligi'nde Yılın En İyi Genç oyuncusu seçildi ki seçilmese de bence ligin açık ara en iyi kanat oyuncusuydu. Henüz çok genç, 20'sinde bile değil...
FourFourTwo için yazdığım "O gece bu gece - Karşıyaka reloaded" için İzmir'e gittiğimde kendisini önce antrenmanda izledim daha sonra da defalarca televizyonda seyrettim. Kendi görüşümden daha önem verdiğim birisi kefil zaten. 2008-09'da Karşıkaya'da kumdan kaleler yapan, kadro kalitesi bağlamında ortalama bir teknik direktörle pekala küme düşecek bir takımı play-off finaline taşıyan Reha Kapsal hocanın bulduğu, keşfettiği bir yetenek. Modern futbolun en önemli yapıtaşı olan toplu ve topsuz hız bağlamında harika bir oyuncu. Fakir bir ailenin kavruk bir çocuğu, eğer Beşiktaş'a gelirse Beşiktaş Seba sonrası başarısızlıkların ana sebebi olan boyalı balon yıldızlar yerine Elazığ'dan gelen Ulvi Güveneroğlu, Kahramanmaraş'tan gelen Şifo Mehmet Özdilek, Bergamaspor'dan gelen Zeki Önatlı örneklerindeki gibi tam anlamıyla bir takım oyuncusu olan kavruk bir genç ama sahici bir yıldız kazanır. Rıdvan bütün sezon son nefesine kadar koşar mücadele eder ki bu da Beşiktaş'ta uzun yıllardır eksik olan bir oyuncu karakteri. Tekniği çok iyi değil ama o kadar hızlı ki Adana muhabirimiz Hüseyin Ataş ve Göztepe muhabirimiz Sinan Okyay da ona "Speedy Gonzales" diyorlar. Tabii İbrahim Üzülmez örneğinde olduğu gibi modern futbolda kontrolsüz hız hız değildir o ayrı ama Rıdvan'da ben bambaşka bir ışık görüyorum. Bu arada "Rıdvan" ismini de Rıdvan'ın abisi Rıdvan Dilmen'e hayranlığından takmış. Karşıyaka tesislerinde Rıdvan'la bir süre sohbet etme olanağı buldum, çok efendi, mütevazı bir çocuk, yokluk içinde büyümüş tam anlamıyla o çok sevdiğim işçi-işsiz sınıfından futbolcu kahramanı profili var. Eğer Mustafa Denizli de gerçekten istiyorsa size formülüm şudur:
Mustafa Denizli'nin oyuncu yeteneğini tespit potansiyeli (10 üzerinden 8.5) + genç milli takımlarda en iyi oyuncuları bulan Reha Kapsal'ın tedrisatından geçmiş olma durumu (10 üzerinden 9.5) + Sinan Okyay ve Hüseyin Ataş'ın Bank Asya uzmanlıkları (10üzerinden 8)+ Ali Ece'nin futbol tarihi deneyimleri (10 üzerinden 7)+ şans ve İstanbul denen güzel ama yosma şehrin yozluğuna karşı Rıdvan'ın kendine hakim olabilme ışığı (10 üzerinden 7.5)= Tam isabet...

Gelelim sol bek adayımız İsmail Köybaşı'na... Kendisi ilk kez UEFA şampiyonlarından Arif Erdem'in FourFourTwo için yaptığı tüm zamanların en iyi 11'i "Benim 11'im"de dikkatimi çekmişti; çekmeyecek gibi de değildi çünkü Arif Erdem gibi bir oyuncu sağ bekine Cafu'yu stoperine Cannavoro'yu koyduğu tüm zamanlarda en beğendiği oyuncuların sol bekine İsmail Köybaşı'yı koymuş, bunu ilk gören ERdem Kabadayı ve bendeniz de "Yok artık!" demiştik. İnşallah olur, Beşiktaş'a gelse de gelmese de inşallah Türk futbolu Paolo Maldini'den bile daha iyi bir sol bek çıkartır! Maldini demişken İbrahim Üzülmez'in "Ben Maldini'nin izindeyim" demesini yıllardır Beşiktaş formasına yansıttığı emeğine saygımdan "Ona katılıyorum ama gülmekten katılıyorum" demek istemiyorum. Emeğe saygım sonsuz ama gerçekten de 9 yılda 9 orta yapan Deli İbrahim'den sonra İsmail Köybaşı bir Maldini etkisi yaratmasa da sol kanatta olumlu bir sinerji yaratacağından eminim.

Gökhan Zan mı? Bilenler, beni Lig Radyo'dan, FourFourTwo'dan, Skytürk'ten Total Futbol ekseninde takip edenler, bilmeyenlere anlatsın! Ben bir dinleyici izleyici okuyucu takımın savunma oyuncusundan şikayet ettiğinde "İsterseniz Gökhan Zan'ı verelim" derdim, her zaman da derim. Kendisiyle konuştuğum zamanlarda da hocalarının kendisiyle ilgili söylediklerinden de bu kadar asosyal, kırılgan psikolojili birisi görmedim. Zan'ın Beşiktaş'ta kaptanlık yapmış olması tamamen Toraman ve Üzülmez'in aptalca terlik kavgaları ve Beşiktaş yönetiminin zaafının sonucudur. Kesinlikle Galatasaray'da Ayhan örneğinde olduğu gibi Beşiktaş'ta olduğundan çok daha başarılı olacağını düşünüyorum. Geçen yaz da takımda kalmasının tek sebebi Toraman'ın karıştığı terlik skandalıydı. Neyse ki bu yaz öyle bir şey olmadı. Tabii Gökhan Zan'ın gidişi beni ne kadar mutlu etmiş olsa da Beşiktaş yönetiminin hatası bambaşka bir skandal çünkü Zan'ı istemeden bıraktılar!
Ayrıca Galatasaray taraftarına da içten içe üzüldüm, Servet gibi gerçek bir kahramandan sonra camdan kahramana alışmaları zor olacak!
Gelelim bu yazın en hormonlu, en şişirilmiş en çok da beni meslekten soğutmuş transfer kahramanına: Mehmet Topuz Avrupa'da en fazla Basel'de oynayacak kapasitede daha ötesi değil, yani bir nevi Delgado gibi eksik gedik bir oyuncu, bonservisine bu kadar para ödenmesi Türk transfer piyasasının hormonlu yapısının doğal sonucu. Ancak kendisi ekseninde bu kadar gürültü kopması maalesef futbolumuzun seviyesini fena halde düşüren bir olay. Ayrıca "Küçükken Beşiktaş'lıydım vs" söyleminden artık fena halde midem bulanıyor. Belediye takımına gelenler de artık "Küçükken bu belediyenin çukuruna düşmüştüm" desinler bence! İyi bir Beşiktaş oyuncusu olmak için gereken son özellik o oyuncunun küçükken Beşiktaşlı olması bence yoksa bendeniz Ali Ece, Mehmet Topuz'dan 10 yıldız daha iyi bir futbolcuyum! Gökhan Keskin, Metin Tekin, Feyyaz Uçar hiçbiri de küçükken Beşiktaşlı değildi ama onlar sayesinde Beşiktaş Beşiktaş oldu. Michael Owen, Ian Rush, Jamie Carragher, Robbie Fowler, Steve McManaman gibi Liverpool efsanelerinin tümü de küçükken Everton'lılarmış ama bu durum asla Liverpool tarihinin kilometre taşları olmalarını engellemedi! Celtic efsanesi Kenny Dalglish, Celtic yöneticileri evlerine gelene kadar Rangers'lıymış ki odasının tamamını kaplayan gece mavisi Rangers posterlerini Celtic'liler gelince yırtmış! Yani Mehmet Topuz da kim, neyin nesi? Küçükken isterse İstanbul Büyükşehir Belediyesporlu ya da Ferençvaroş'lu olsun, bundan bana ne, kime ne! Ayrıca transferde araya Kurtlar Vadisi ekiplerini sokan sözde yöneticiler sonunda beni bile futboldan soğutacaklar...
Mehmet Topuz ve Gökhan Zan'a tüm içtenliğimle başarılar dilerim sonuçta milli takım oyuncularıdır ancak Beşiktaş'a uzak allaha yakın olsunlar... Yalnız seneye kimse Arda Turan, Batuhan Karadeniz gibi gerçek yıldızlar Topuz'un 2 katı para isteyince sakın onlara "Çok şımarmış bunlar" demesin! Madem paranın tanrı olduğu yanılgısındasınız ve kuralsız kitapsız etiksiz serbest piyasacısınız, o zaman biz fakiriz diye yakınmayacaksınız!

16 yorum:

Tunç Bozacılar dedi ki...

sabırsız kapalının önünde bu çocuklara sabredilmesi gerekiyor ... hem de çok ...

Adsız dedi ki...

İsmail Köybaşı'nın Beşiktaş tarihine geçecek kadar başarılı olacağını tahmin ediyorum.
Belki epeyce geç oldu ama en büyük sıkıntıyı en iyi şekilde giderecekler bu transferle...

Bu arada özlemiştik abi, eline sağlık ve sevgiler...

dinipro dedi ki...

İsmail Köybaşı'nın bindirmeleri çok etkili . Sürekli bindiriyor . Sürekli deniyor . Tribüne değil , altı pasa kesebiliyor . Sitili Gökhan Gönül'e benziyor bence . Ondan daha iyi de olabilir . Faydalı transfer.

Kerem Akbaş dedi ki...

Kağıt üstünde "+" lar "-" lerden fazla umarım sahada da aynı sonuç gelir. Onu bunu bırakında ABD'den bir iki alsak fena olmaz.

Ali Ece bizi yazılarından mahrum bırakma.

pclion dedi ki...

Sevgili Ali Ece,

Bense tam dediğin sebeple Gökhan Zan'ın Galatasaray'da daha başarılı olacağını düşünüyorum. Galatasaray'da bu tip oyuncular kolay kolay baskı yemez, hele Beşiktaş ve Fenerbahçe'ye oranla cennet bile denebilir Galatasaray ortamı bu anlamda. Servet gibi bir kahraman diyoruz ama Servet geldiğinde Zan için yazılanların çok daha ağırları yazılıyordu onun için, biz de hava topları için lazım, en kötü rotasyona girer diye teselli etmeye çalışıyorduk insanları. Zan belki rezil de olabilir Galatasaray'da ama şimdiden bileti kesmek için çok erken olduğunu düşünüyorum.

Sana karşı yazmış gibi oldum ama büyük ölçüde benimle hemfikir olduğunu sanıyorum, en azından ülkedeki futbola bakış açısını bilen biri olarak.

Sevgiler, Uğur...

tathar dedi ki...

Yıldırım Demirören için clouseau, benzetmesi inanılmaz derecede doğru olmuş, Gökhan Zan için ise duygularıma tercüman olmuşsunuz...

Efe Yılmaz dedi ki...

ali abi, ben bir galatasaray taraftarıyım, özellikle rıdvam şimşek transferi beni çok üzdü. milli takımda serkan kurtuluş ile birlikte sağ kanatta çok iyi bir ikili oluyorlar. Ama umarım beşiktaşa faydası çok büyük ve sonunda kazanan futbol olur. Ayrıca sezonda ortalama 20 maç oynayan Gökhan Zan, ne kadar faydalı olcak bize hiç kestiremiyorum. Ama Servet'in yerini dolduramıyacağı kesin. Bu sabah(25 haziran 2009) Florya'da antramanı izledim. Bir kaç gün içinde transfer olacak bir futbolcu gibi değilde, forma savaşı veren biri gibi antreman yapıyordu Servet.
yazılarınızı severek okuyorum, radyo programınızı severek dinliyorum, skytürkü çoşkuyla izliyorum.

Hüseyin A. dedi ki...

Sky Türk izleme şansı olmayanları düşünerek transfer yorumlarını buradan belirttiğin teşekkür ederiz Abicim,

Transfer yorumlarına katılmamak mümkün değil, bahsettiğin gibi özellikle ben Rıdvan'dan çok büyük işler bekliyorum Ali Abi.

Bazı futbolcular Beşiktaş taraftarının önünde stresi baskıyı kaldıramayıp iş yapamıyor örneklerini gördük bunun ama Rıdvan'ın Kaf Kaf'tan gelmesi bu anlamda bir avantajıdır diye de düşünüyorum, zira taraftar sevgisi ve baskısını taşıyabildiğini bu sezon gördük Karşıyaka'da.

Emre Ozucoskun dedi ki...

Öncelikle yazının giriş cümlesine hayran kaldığımı söylemek istiyorum. Peter Sellars benzetmesi Demirören sorunsalıyla birebir örtüşmüş.

İsmail ve Ridvan transferlerini duydugumda bende havalara uçtum ama ben bizim camiayi biraz taniyorsam, transferde ortalıkta dolaşan 6.5 milyon euro+3 futbolcu rakamları doğruysa İsmail'in Besiktas kariyerinin başlamadan bittiğini düşünüyorum. İsmail çok iyi oyuncu ama hata yapmayacak bir oyuncu değil, hele ki kapalının önünde oynayacağı gözönünde bulundurulduğunda yapacağı en ufak hatada bile ödenen bonservis, vazgeçilen oyuncuların konuşulacağına ve yargısız infazların yapılacağına adım gibi eminim. Allah İsmail'e ve Besiktas'a transfer olan tüm genç oyunculara kolaylık versin.

Gokhan'ın basarılı olacağına inaniyorum. Galatasaray, yanlış anlaşılmasın, Türkiye'deki Yahudi azınlık gibi bir camia, tek farkları azınlık değiller. Sessiz ve derinden iş bitiren(ulke ici yaptıkları transferlerde dedikodunun çıktığını duymadım, en kötü zamanlarında bile 1 gün içinde işlerini hallederler), tutumlu davranıp üretim yapan(kötü mali durumu da firsat bilip altyapidan oyuncu yetiştirmeleri)bir mal alacakları zaman onun en ucuz ve optimum halini bulmaları(transferde kariyeri düşüşe geçmiş, kariyerini geri almak için gerekli hırs ve yeteneğe sahip oyuncu peşinde koşup, almaları)bu benzetmeyi yapmama ışık tutuyor. Bu çerçevede Gokhan'ın da tıpkı Ayhan gibi, Servet gibi, Kewell gibi, Hagi gibi, Baros gibi, Taffarel gibi onlarca örnekte olduğu gibi başarıyı yakalayacağını düşünüyorum.

Metin Haşal dedi ki...

Köybaşı transferi kesinlikle olumlu bir transfer benim gözümde. Hiçbir negatifliği yok. Belki 2 futbolcumuz gidecek ama yinede geniş bir kadroya sahibiz ve paramızda var.

Unknown dedi ki...

Sayın Ali Ece, olaylara bakışınız ve yorumlarınız gerçekten zekice. Yanlız size haddim olmayarak bir tavsiyede bulunmak istiyorum, beraberce program yaptığınız Sayın Ayan'dan da aynı bakış açısını beklememeniz gerekir.

1717 dedi ki...

bu arada rıdvan'ın ben karşıyakalıyım, karşıyakalılar başka takım tutmaz ama ekmeğimi beşiktan yiyicem o yüzden elimden geleni yapıcam, bir büyük kulüpten diğer büyük bir kulübe transfer oldum demesi, bir çarşı'dan diğerine gidiyorum gibi sözleri daha 18 yaşında ne kadar oturmuş karakteri olduğunun göstergesidir.

çocukken tuttuğu takımı her sezon öncesi değiştiren abileri gibi her tarafı oynamaması beşiktaşlıları da çok sevindirmiştir diye düşünüyorum.

ayrıca bilmeyenleriniz olabilir, rıdvan'ın facebook profilinde uzun süre, rahmetli özgür için açılan bir pankart bulunmaktaydı. bizim için özel bir oyuncuydu, keşke 15 sene kalsaydı, umarım yolu açık ve türk futbolunda bir efsane olur.

semtimizerkeksemti.blogspot.com

Çağdaş Yılmaz dedi ki...

20000 yılında Gaziantep Beşiktaş'ın sol beki için İ. Üzülmez gelmişti. Ondan da beklentiler yüksekti.. Nerde ise 10 yıl oldu kimler geldi geçti ama o hala orada... Acaba ondan sonrada Sol beki bir başka Gaziantep'li mi dolduracak...

erdersson dedi ki...

ali ece.mustafa denizlinin hazır oyuncu oynatan bir teknik adam olduğunu sanıyorum biliyorsundur.fenerde de revivolar-rapayiçler anderssonlar yusuflar vs. denizli hazıra konan, sabırlı ne zaman takımların başına geçeceğini bilen ve medyanın sonsuz destek verdiği bir teknik adam.mustafa hoca gençlerle fazla uğraşmaz.var mıdır mustafanın elinde büyüyen bir genç.batuhanıda istememiştir.bence medya çok şişiriyor bazı gençleri.sonra yedek kulübesine mahkum oluyorlar.örnek okan koç.geçmiştende ders almıyoruz yani.hayal satıyorlar .medya hayal satıyor.gelecek satıyor. ali ece. geleceğe yatırım diyor yorumcular.hangi istikrarla geleceğe yatırımdan bahsediyorlar.3 yıl önceki 25 kişilik kadrodan kaç kişi kalmış.bırakın ilk 11 den.25 kişilik kadrolar bile 3 yılda yenileniyor.böyle istikrarsızlığın olduğu bir yerde uzun vadeli planlar yapılabilirmi?sizin mustafa denizli hayranlığnıza anlamak mümkün değil.çok övdüğün denizli 93 yılından bu yana devam eden şampiyonlar ligi organizasynunda sadece 1 kez mücadele vermiş.ondada sıfır çekmiş.yani yerel bir teknik adam.yada mustafa denizli hangi oyun sistemini türk futboluna kazandırmıştır.bunda da başarısıztır.neymiş 3 büyükleride şampiyon yapmış.zaten onlar şampiyon oluyorlar.3 büyük harici birisini şampiyon yaptığın zaman farklı değişik bir şeye imza atmış olursun.mustafa denizlinin ne özelliği var.sistemi basit.teknik oyuncularla skoru elde etmek.eğer orta sahada beşiktaş pres görürse ileriye şişirilir top ve ileride pres yapılır.birde çok iyi motive eder takımı.bunda hakkını vermek lazım.medya nın da desteğini iyi kullanır.medyanın desteğini tamamen politiktir.başörtüsüne karşı çıkması ve batılı tarzda yaşaması.medya bundan dolayı çok sever büyük mustafayı.yoksa türk futboluna ne sistem kazandırmıştır nede genç oyuncu ! skorlara bakıp övmek kolay.ama türkiyede yerel de kalırsın skorlara bakarsan.transferlerde bana göre medya ve managerler çok etkindir fener ve bjk de.yani ismaili sezon boyu izledilermi?rıdvanı izledilermi?genelde gazetelerde ismi çıkan bir anda şöhret oluyor.ve tranfer gerçekleşiyor.eğer beşiktaş bu sene ligi 5 .ci bitirirse ne köybaşı kalır nede rıdvan.sonra başka okan koçlar gündeme gelir gelecek yıl.

erdersson dedi ki...

ali ece birde şunu ekleyeyim.yabancıların bu kadar bol olduğu bir kadroda yetenekli gençlere sıra gelmez.maalesef.tüm takımlar için bu böyledir.yabancı sayısı en fazla 5 olmalıdır.

erdersson dedi ki...

bu futbolcuların imza attıktan sonra fiyat artırmalrını yada daha fazla para istemlerini anlamak zor.kimse ardaya yada batuhana kulağından çekip at şuraya imza demiyor.eğer 500 milyara imza atmışsa batuhan demekki bunu kabul etmiş.etmezse atmaz zaten.1 trilyon istiyorsa bir trilyon verene imza atar.tabii veriyorlarsa.yani arda mesela kewell neden 2 milyon avro alıyorda ben 1 milyon avro alıyorum diyemez.çünkü sen öyle kabul ettin ve imzaladın.eğer benim hakkım 2 milyon avro diye düşünürsen sözlemşmen bitince 2 milyon avro veren külüplerle masaya oturursun.(misal). bu yakın zamanda moda oldu.özellikle fenerde.diğer kulüplerede bulaştı.medyada destekledi bu işleri.neymiş alex 3 milyon alıyormuşta volkan demirel neden 1 milyon alıyormuş.volkanında maaşına zam yapılsınmış.volkana 3 milyon veren varsa gider.madem 3 milyon istiyor.yani özet şu.kimse sözleşme yaparken kulüp kafana silah dayamıyor burada ucuza oynayacaksın diye.futbolcu kendi öz iradesiyle imza atıyor.ve o imzanın gereklerini yerine getirmekle görevlidir.beğenmiyorsan o imzayı atmayacaksın.attıktan sonra alexe niye 3 veriyorlar diye dertlenmeyeceksin.