Hakem hataları üzerine hiç konuşmuyorsun?” diyenlere cevabım her zaman hazırdır: “Bir ülkede ne kadar adalet varsa, hakemlerinde de o kadar vardır! Tekel işçileri üzerine kafa yormuyorsanız, boşuna hakem hatalarına da yormayın!”
Aynı şekilde bir ülke, ne kadar demokrasiyle yönetiliyorsa, o ülkenin futbol kulüpleri de o kadar demokrasiyle yönetilir işte! Ben her objektif gazeteci gibi iki adaya da eşit yakınlık ve uzaklıktayım! Ama 12.800 kayıtlı üyeden Beşiktaş’a oy verecek kadar bile zaman ayırmaya üşenen, Akatlar’a kadar gelemeyen 5200 kişi ile en ufak yakınlığım yok… Onlar Mars ise ben Uranüs’üm, onlar Yeni Zelanda’nın tuzu kuru takımı Wellington, ben ise Beşiktaş’ım! Seçim günü oy vermeyenlerden sağlık sorunları olanlar dışında hiç kimse bozulmasın ama Beşiktaş’a Yeni Zelanda kadar uzaksınız… Kongre üyesi olacak paranız var ama Akatlar’a kadar gelebilecek kadar o parayı harcamıyorsanız, sakın çok parası var ve onu yanlış bir biçimde de olsa Beşiktaş’a harcıyor diye Demirören’e sallamayın!
Bir yandan olabilecek en zor şartlarda Diyarbakırspor’u yoktan var etmeye çalışırken, kendi deyimiyle “kalbinin gözü” tarihi kongrede olan Ziya Doğan’ın mesajı: “Bir gün inşallah ben başkan olacağım, ekstra bütçeye gerek yok. Sadece yeni televizyon gelirleri bile yeter Beşiktaş’ı Avrupa’nın büyük markalarından birine dönüştürmeye…”
Bu kadar basit işte sayın başkan…
“Halkın Takımı”nın halkı olarak sizden ricamız bizlerin bu kulübü sevme nedenleri üzerine de Mehmet Topuz transferi kadar kafa yormanız…
Küfür hemen şimdi bitsin ama taraftara küfür niteliğinde olan transfer saçmalıkları, tarihi borçlanma da o küfürle beraber gitsin!
Keita gelmesin biz razıyız; yeter ki 8 milyon’a Tabata alınmasın; icabında cidden PAF takımla çıkılsın…
Bir de o 5200 Yeni Zelandalı’ya inat var mısınız bir dahaki sefere sandıkları İnönü’nün önüne kurmaya?
“Halkın Takımı” değil miyiz? O zaman parası olan ama oy bile vermeyen Beşiktaşlı sayılıyorsa olmayan da sayılsın lütfen!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
3 yorum:
Yazdıklarınızın her kelimesine katılıyorum ancak seçim sandığını stadın ortasına koyup katılımcı bir seçim yaptıracak olgunlukta bir zihniyet göremiyorum
sizi gazeteci değil bir yorumcu olarak tanıdığımdan her iki tarafa da eşit mesafede olmanızı anlayamadım. durum ortada, demirören seçilince beşiktaş'ı bırakma noktasına gelen birçok samimi beşiktaşlı var. ben de sanırım uzunca bir süre beşiktaş maçlarından zevk alamayacağım. böyle bir durumda ciddi bir taraf olmanızı dilerdim.
Yorum Gönder